21 Ağustos 2009 Cuma

3 buçuk derste namaz sureleri ezberlenir mi?

Gençken bir dönem kendime çeki düzen vereyim diye Freddy'nin kâbuslarını izliyordum. Böylece ertesi gün daha az serserilik yaparım falan gibi düşünüyordum herhalde. Oysa şimdiki katiller pek sevimli, dexter ile doğru yolu bulmak zor.

Ancak bir çocukluk anım var ki, o günlerde bulduğum bir yöntem sayesinde süper namaz suresi ezberlemiştim. Tabi rahmetli babamın da katkılarıyla...

Küçüktüm. Babam akrabaları kollamayı severdi. Kendisi mert ve sert bir adam olduğu için ben gibi ot'dan çöpten korkmazdı...

Sahur'da uzak bir akrabamız olan dul bir kadına yemek gönderirdi benimle. Kadıncağız da hayır dua ederdi sağolsun. Ancak bir sorun vardı ki kadının evine giden yolun yaklaşık 3-500mt.si zifiri karanlık bir sokaktı. Sokakta 2 ışık vardı. Biri kadının evindeki minik elfeneri lambası kadar bir lamba. Diğeri de sokağın başındaki direkteki 60 mumluk ampul...

Direğin oraya gelince kadının evini gözüme kestirir ve arkamdan cin kovalarmışçasına bi solukta gider kapısını tıklatırdım. Dönüşte de bir topukta direğe kadar koşardım. Zaten o anda biri karşıma çıksa altıma edeceğim kesindi. Hele Ay aydınlık olmayan zamanlarda; katlanılmaz olurdu bu gidiş gelişler ama korkuyorum diyemezdim rahmetliye. Yoksa korkunun ne olduğunu öğretirdi eminim:)

Neyse gel zaman git zaman hoca'nın verdiği ezberleri okumaya başladım. Baktım bayağı da iyi ezberliyorum şey... korkusuyla. O yıl ki Ramazan benim açımdan oldukça verimli geçti. O korkuyla hem dul bir kadına yemek götürdüm günaşırı veya 3 günde 1. Hem de bir daha unutmamak üzere namaz surelerini ezberledim...

Meraklısına tavsiye ederim:)

20 Ağustos 2009 Perşembe

Elif ba'mda en sevdiğim harf

Bu sıralar moda'ya herkes MİM'i sevebilir ama benim Elif ba'mda en sevdiğim harf CİM'dir.
Birçok sebebi var ki bunlardan birisi canım ciCİM derken ki o tatlılık bile olabilir.

Küçüklüğümden beri ben kadınlar ve kızlarla büyüdüm. Pek ağabey görmedim. İlkokulda ablalar kolladı beni. Sinemalara onlar götürdü. Onların cep fotoromanları, şiir kitapları ile büyüdüm.
Hocalarım, hafız kızlar ve kadınlardı. O yüzden Annem başta olmak üzere kadınlara en çok borcu olan kim? denirse bütün erkeklerden önce kendimi gösterebilirim.

Doğrularımı ve yanlışlarımı kadınlardan edindim. Bu konuda en büyük eksikliğim kadınlar hamamına gidememektir herhalde. Neyse bu Ramazan sayfasıydı değil mi? Şşşşt! oğlum İbram kendine gel evladım.

Yanlış hatırladığım bir şey var mesela.
Küçüktüm, kadınlar arasında kılınan bir teravih ve herhalde arkasından okunan bir mevlit’e annem beni de götürmüştü. Mevlit'teki doğum sahnesinde sanırım kadınlar beni aldılar ve kucaktan kucağa gezdirdiler. Her kucağına alan da sarılıp, öptü. O günden sonra ben mevlit'in doğumdan bahseden kısmı geldiğinde (hani salât-ü selam getirilip, ayağa kalkılır ya) küçük çocuklar sevilip, öpülür kucaktan kucağa gezdirilir sanırdım. Gerçi, çok bekledim ondan sonra ama bir daha öpen olmadı:)

Sonradan anneme ve tanıdık teyzelere de sordum. Mevlit'te böyle bir ritüel olmadığını söylediler. Düşününce buldum. Tahminen o sırada ürkmüş ya da ağlamış olmalıyım ve annemden uzak bir köşedeydim herhalde. Kadınlarda ayağa kalkmışken, beni alıp kucaktan kucağa anneme kadar iletmişlerdir. Haliyle seven de koklayıp, öpmüştür. Ben de hala hoş bir anıdır bu. Kendimi ilgi manyağı hissetmiştim:)

İşte 1–2 yaşlarındaki çocuklar da genelde kadınlar arasında "Cim'in karnında bir nokta" diye sevilirdi. En azından ben öyle anımsıyorum. Hamile kadın ve karnındaki çocuğa benzer CİM harfi. Gerek kendi çocukluğumdan, gerek çocuk sevgimden olsa gerek ben o günden beri CİM'i hamile bir kadın ve çocuğuna benzetir öyle severim. O yüzden CİM bana çok sevimli gelir.

Benden MİM bekleyenler:
Boş verin sitenize yazmayı. Söyleyin bakalım: Elif ba'nızda hangi harfi daha çok seversiniz? Ve Neden?

19 Ağustos 2009 Çarşamba

İki salla, bir bağla


Bayanlar pek bilmez ama baylar olayın farkındadır. Bayram namazları diğer namazlara benzemez. Şekil itibarıyla farklı eda edilir. Ayakta tekbir alır, elleri yana salarsın falan. Gerçi imama uyulduğu için azıcık işi ağırdan alıp, çaktırmadan yanındakine de baktın mı olayı biliyomuşçasına kıvırırsın ama bazıları ilave tekbirlerde herkes ayaktayken cumburlop eğilir de madara olur. Yine de Allah kabul etsin efendim...

Dur! İbram Ramazan gelmedi, sen Bayram namazı kıldırıyon diceniz ama Bekri Mustafa Ayosafya'ya imam olursa olacağı da budur. (bu fıkraya gülmek isteyenler google'a bakın. burada anlatıp da, biz zaten biliyoduk laflarınızı çekemem)

Neyse efendim kendimi bildim bileli bayram namazlarını kaçırmam. Diğerlerini Allah affetsin. (Olur İbram affetsin. Neyine güveniyosan). Her namazdan önce cemaat toplansın diye vaiz ya da müfti efendi vaazı uzatır da uzatır. Neredeyse vakti geçene kadar bayram namazını bekleten vaizler yüzünden son yıllarda diyanet bu işe dur demiş ve hocalar camiye geç gelen cemaatı cezalandırır gibi vaazı uzatmaktan vazgeçmişlerdir. Böylece cemaatin de hoca nasıl olsa uzatır diyerek daha da geç gelmesinin önüne geçilmiştir.

Vaaz tam biter. Vaiz efendi yıllardır değişmeyen şu sözleri saymaya başlar. Arkasından bir müddet sonra İmam efendi de merkezi yayını kapattıktan sonra bir de o başlar:
-Muhterem cemaat. Biliyorsunuz bayram namazları yılda iki kez kılındığı için unutulabilir ." dedikten sonra ben size bir tarif edim faslı da sürer 10-15 dakika....

Oysa ben çocukluğumda mektep, medrese görmüş bir hoca efendiden bir kere dinlemişimdir bu bayram namazı tarifini. Bir daha da dinlemeye ihtiyacım olmadı. Boşuna anlatıyosun hoca derim içimden her bayram namazında bu değişmez anektodları dinlerken. Kısa kes, aydın havası olsun... Tabi mektepli, medreseli hocalar başka oluyor. Bir gelenekten geliyorlar ve işin pratiğini, gönül kazanmayı metod olarak benimsemişler. Aynen şöyle demişti hoca efendi:
-1. Rekat: 2 salla 1 bağla / 2.Rekat: 3 salla 1 eğil ... gerisi bildiğiniz gibi.

İşi ehline vermek lazım. Ya da ehli vakit doldurmak için boş konuşmayacak. Kestirmeden işi bitirecek. Akıllara mıh gibi çakacak bilgiyi, yüreklere sevgiyi...

tokum derken aç kalmak

yemek ısrarlarını reddetmeyin...
sofraya ilave kaşık tanrı misafiri için...



Çay içmek Abdesti bozar mı? Bozar...


Sonradan emekli bir vaiz olduğunu öğrendiğim bir muhterem amcayla aramızda böyle bir diyalog geçmişti. Kendisine saygım vardı ve sohbetinden faydalanmak istiyordum. Hâl böyle olunca biraz daha fazla bir arada vakit geçirmek adına çay ikram ettim.

-"Abdestim var, sağol almıyayım" dedi.

Ramazan desem değil henüz, üçaylar desen o da değil. Merak ettim sordum:
-"Hocam niyetlisiniz herhalde? Diliniz sürçtü oruçluyum yerine abdestliyim dediniz?"

-"Yok evladım" dedi. "Yaş ilerleyince abdest artık oradan değil, buradan tutuluyor" diye önce gözleriyle malûm mekânı, sonra da eliyle dudaklarını gösterdi. Birlikte gülümsedik:))

Hoşuma giden bir sözdür, zaman zaman dostlara anlatırım.
Şimdi hepimize hayat kolay geliyor ama demek ki zamanla yaşam kalitemiz değişecek. Ne mutlu yaşadığı her anın kıymetini bilip değerlendirebilenlere...

16 Ağustos 2009 Pazar

mükemmel pide

babam rahmetli mükemmeliyetçiydi...


pidenin en kralı.. odunun eğrisi girmesin hesabı


herşeyi en iyi yapardı...


kahramanımdı ama


kuyrukta beklerken anam ağlardı...


babam istiyo diyemezdim..




ben yine de mükemmeliyetçi insanalrı sevemedim..

Zincir Mesafesi


Bazı insanlar vardır davranış biçimleriyle bizlerin aksine insanlara güzel birer örnektirler. Bu insanların lisan-ı halinden ilham alamazsanız, söylediklerinden nasiplenirsiniz. Söylediklerini dinleme şansınız olmazsa ise yazdıklarından payınıza düşen ekmek kırıntıları ile yetinirsiniz.

Ama o ekmek kırıntıları bile öyle doyurucudur ki; kafanızdaki bir sorunun cevabı olurlar. İçinizdeki sıkıntının ilacı. Hiç ummadığınız bir anda yanınızda hızır gibi biter bu güzel insanlar. Olmadı açtığınız bir Tv kanalında sohbetine rastlarsınız. İki cümlesi sizi doyurmaya yeter....

Bir gazetedeydi sanırım.
Bir yazar aktarmış, ya da böyle bir muhteremle sohbet etmiş, yazmış:

Soru şu:
Hocam Ramazan'da cehennem kapıları kapanır, Şeytanlar zincire vurulur diye bize aktarıyorsunuz ama her türlü kötülük yine kol geziyor. Aklımıza binbir türlü fesatlık geliyor. Madem şeytanlar zincire vuruldu bu tezat niye?

Cevap da şu: Evladım sen bir eve gittin. Ev sahibi köpeği zincirle bahçeye bağlamış. Kapıyı açtın içeri giriyorsun. Köpek sana havladı. Gittin hayvanın yanına kadar ve hayvan hart dedi ısırdı. Köpeğe bahane bulmaya gerek var mı? Sorun "zincir mesafesi" evladım. Sen zincir mesafesini korumaz, köpeğin burnunun dibine kadar sokulursan Şeytan'da Ramazan falan dinlemez seni ısırır....

Sizi bilmem ama bu cevap benim çok hoşuma gitmişti...