çocuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çocuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Şubat 2010 Salı

Ölüp gidecek miyiz?



Düşündüm...


İnsanlar hep ölümsüzlüğe takılıp kalmış. O yüzden koca koca adamlar, koca koca heykeller. Tapınaklar, adına para basmalar, hatta en masumundan okul, imaret, ibadethane yaptırmalar.

Yok olup gitmekten korkuyoruz açıkçası. Öyle ki bu korkumuzu bile söylemeye cesaretimiz yok.

Bazılarımız ise yok olup gitmeye de çoktan razı. Onların asıl korkuları ise yarın birisinin hesap soracak olması. Kül olup savruldum, karıştım denizlere demek kolay. Oysa bir kan pıhtısından yaratan bir tutam külden seni tekrar hesaba çekemez mi?

Sanatçılar biraz daha şanslı. Eli kalem tutanlar. Yüreği kolay yıpranıp, çabuk ölüp giden şairler de öyle. Şair erkeklerin neden erken öldüğü konusunda çok şey söylenebilir. Belli ki ömürlerini törpüleyen kadınlardan muzdaripler. Belki bu kadar dalgalı ruhlarının da bu yıpranmada çok önemli katkıları olmuştur. Yine de baki kalan bu kubbede hoş bir sadası kalması güzel insanın...

Bir senaristin, yazarın, yönetmenin, şairin yorumcunun, din ve fen adamlarının yıllar sonra bile eserleri ile anılabilmesi beni mutlu ediyor. Ürettikleriyle kalıcı olabilmek ne güzel şey. Ya da iyilik işleriyle koşuşturup, bir çok insana faydası dokunabilmek.

Tabi birde işin kolay yolu var. Aslında hem kolay hem de çok zor olan bu yol insanın doğasında var olan bir yol. Severek, sevilerek, umudumuz olan sevda çocukları dünyaya getirebilmek.

Çoğalmak... Çoluk, çocuk çombalak sahibi olmak...
Analık, babalık etmek. Ömür verirse mevla dedelik ninelik etmek. Utanmayıp az daha sağlıklı ömür dilenip 3ncü 4ncü kuşağı görebilmek. Hani az erken evlenip elini çabuk tutanlar için neden olmasın? denilebilecek birşey.

Sakin akan bir dere kenarındaki kasabamın küçük mezarlığına uzanıp yatmadan önce dileğim kalabalık eve sığmayan kocaman bir aile olabilmek...Bu yüzden oğlum da, kızım da elini çabuk tutsun istiyorum:)

Şiirle hırpalanmış yüreğime çok sevdalar sığdıramadım ama kollarımın arasında daha çok çocuk, daha çok torun kucaklayacak yerim var.

Ömrüm de olsa...

23 Ocak 2010 Cumartesi

Çocuklarınıza güzel anılar bırakın



Hepimiz doğup büyüyüp, iyi kötü yaşadıktan sonra ölüp gidiyoruz. Haliyle hepimiz çoluk çocuk sahibi olmuşsak; sevdiklerimize mal mülk bırakmak, onların sağlık ve sıhhat içerisinde yokluk ve sıkıntı çekmeden yaşamalarını istiyoruz.

Bazen dünya dertleri ile sevdiklerimiz için uğraşırken, zaman akıp gidiyor. Olmadık zamanlarımızı, haklı olarak, iş güç ile harcarken bazen olmadık yerlerde TV izleyerek, duman altı mekânlarda taş dizerek de geçiriyoruz.

Oysa hayat sandığımızdan da kısa ve bu yüzden boşa geçirilemeyecek kadar anlam yüklü olmalı. Ticaretten ibadete kadar bir sürü şeyle zamanı değerlendirsek bile, eğer çocuklarımıza zaman ayıramamışsak bir bakmışız büyümüşler ve artık onların bize zamanı kalmamış.

O yüzden kendim dâhil herkese tavsiyem o dur ki; mal bırakma isteğiniz kadar içinizde çocuklarınıza güzel anılar bırakma arzunuz da olsun.

Bir oyunlarına katılın, bir kitabı onlarla birlikte okuyun. Özellikle benim minik kızım gibi yeni yeni dünyayı keşfediyorlarsa ağabeylerinde, ablalarında yaptığınız hataları onda da tekrarlamayın. Birlikte geçirebileceğiniz bolca zamanlar icat edin. Hayatın tadını onlarla keşfedin ve Rab'binize size verdiği bu mutluluk için bol bol şükredin.

Bir gün, eninde sonunda bu dünyadan göçtüğünüzde; çocuklarınız, sizi birlikte uçurttuğunuz bir uçurtma, eğlenceli bir piknik, bir bisiklet yarışı, okuduğunuz kitaplar ve birlikte güzel yaşanmış anılar ile hatırlasın.

Onlara ne bırakırsanız bırakın ama mutlaka bıraktıklarınızın yanında (en güzel parçanız olan evlatlarınıza) size dair birlikte yaşanmış güzel anılar bırakmayı ihmal etmeyin…

Çünkü, siz ölünce sadece bir mezar taşı ve başarabilmişseniz güzel birkaç anı olarak kalacaksınız...